Kolera'nın şarkılarındaki detaylar....

Konu: Kolera'nın şarkılarındaki detaylar.... Ptsi Nis. 27, 2009 3:15 pm

-Bir Dilek Hakkı-

İrem olsa da mekanım ağlarım seni baş gözüyle ben bir görem
Haftada bir Cuma yetmez ki bana seni her an her an hisseden
Olsa da bir dilek hakkım benim için bir şey dilemeni istesem
Tek isteğim aslında benim seni istediğim gibi beni istemen

1)irem= cennet bahçesi demektir

2)''Haftada bir Cuma yetmez ki bana seni her an her an hissedem''

*Cuma günü:melekler;"Ey cennet halkı! bu günde bizzat cemalini müşahede için Rasul ü Ekremin (asm) etrafında toplanır daha üstün ve ikramlardan sonra ALLAH Ü TEALA (cc)"başka bir istediğiniz kaldımı?isteyin vereyim!" buyuruyor..Cennet halkı.
"Evet sizden bir isteğimiz kaldı..O da vaad ettiğin Cemalindir!göster Cemalini görelim!" derler.
Allahü teala bin yıl genişliğinde kızıl yakuttan bir minder getirin diye emr ettikden sonra,İbrahim (as)a "çık minbere hutbe oku" buyurur.Sonra Musa (as)a çık minbere hutbeni oku denir,tevratı okur..Sonra Allahü Teala Davud (as)a emr eder O da yakıcı sesi ile Zeburu okur.Sonra İsa (as)a emr eder..O da minbere çıkıp İncili okur..
Sonra Allahü Teala Peygamberimize(asm) gel minbere çık.Herkese hitab et buyurur.Peygamberimiz efendimiz (asm) kızıl yakuttan minbere çıkıp Kuranı Kerimive bütün ilimlerianlattıkdan sonra,şimdi "ALLAHÜ TEALA tecelli edip,Cemalini gösterecek hazır olun müjdesini verir..
Bütün peygamberler cennet halkı duydukları Kuranı Kerimin tilaveti karşısında mest olup kalacaklardır.Sonra Allahü Teala hicab perdesini kaldırıp Cemalini gösterecek..Cemalini gören herkes secdeye kapanacakdır...

ve cennet ehli her hafta cuma günü ALLAH (C.C) cemalini görecektir...

--------------------------------------------------------------------------------

-İnziva-

Benim adım Kolera 1375 yıllık hasta...

Parça 2007 yılında yazılmış.Yani...

2007 - 1375 = 632

''632 Yılı Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'in Vefat ettiği yıl''...

Kimine göre benmişim kuyudan çıkan samara..

''Halka'' filminde küçük bi kız kuyuya atılır,daha sonra ruhu başkalarının canını almak için o kuyudan çıkar.Kolo nun samarasıda bu kızdır.

Bir zindan mıdır yoksa bir rızamıdır düşün....

hz. Yusuf aziz in karısınıN teklifini kabul etmemiş ve zindana atılmıştır,kadın reddedilmenin verdiği öfkeyle hz. Yusuf a iftira atmış ve hz. Yusuf zindana kapatılmıştır.gerçekten çok güzel.

--------------------------------------------------------------------------------

-Zor Soruları Bilemem-

Kurtulamasaydı İbrahim ateşten canımı terkederdim
Çıkamasaydı Yusuf kuyudan boğula boğula can verirdim

şarkının bu kısmında peygamber efendilerimizden bahsetmekte HZ.İBRAHİM (S.A.V.) VE HZ.YUSUF (S.A.V.) peygamberlerimizin başından geçen önemli olaylardan bahsetmiş.

--------------------------------------------------------------------------------

-Aşık ile Maşuk-

Senin benden başka birçok sevgilin var am benim tek sevgilim sensin.
Deniz bile kabul etmez beni atar karaya bir hiçim,içimi bilensin.
Talihin bir zerresi rast gelseydi ya bana sana kavuşurdu maşuk.
Ruhum beden odasında hapis hergün ağlar, yine demir perde bedbahtım.

Kolera bu şarkıda Mevalana hazretlerinin Aşık ile Maşuk adlı kitabından esinlenmiştir aslı şöyledir;

Âşık ve maşuk birbirilerini çok seviyorlar, ancak bir türlü birbirilerine açılamayıp sevgileri ortada kalıyor. Bir gün âşık dayanamayıp maşuğun evine gidiyor, kapıyı çalıyor. İçerden bir ses
—kim o?
Âşık cevap veriyor
-BENim
Maşuk içerden sesleniyor.
—git buradan
Âşık şaşırıyor. İnanamıyor, ama ayrılıyor kapıdan üzgün bir şekilde.
Dağlar, ovalar dolaşıyor maşuğun aşkından ölecek duruma geliyor olaylarla anlam veremiyor, dayanamayıp tekrar maşuğun kapısına geliyor,kapıyı çalıyor.içerden bir ses
—kim o? Diyor
Âşık cevaplıyor
-BENim.
Maşuk içerden sesleniyor.
—git buradan
Âşık deliye dönüyor. Bir türlü anlamıyor aşkının niye böyle yaptığını. Kendini yollara vuruyor. Aşkıyla eriyor da sebebi bulamıyor. Günler ayları, aylar yılarlı kovalıyor. Âşık kendini maşuğun evinde buluyor bir gün. Kapıyı çalıyor. İçerden bir ses
—kim o?
Âşık cevaplıyor.
-SENim
Maşuk içerden sesleniyor.
—gir içeri o zaman

...
AŞK, SENim diyebilmektir...

Alıntıdır.

--------------------------------------------------------------------------------

-Bu Yakanın Delisi-

"Keşke yürüse yanımda bişr-i hafi
Kanar ayaklarım yürürüm ileri"...

Bişr-i Hâfî, hicri 150 (767) yılında Horasan'ın Merv şehrinde doğdu, 227 (841)'de Bağdat'ta vefat etdi. İsmi, Bişr bin Hâris Abdurrahmân, künyesi Ebû Nasr'dır. Yalın ayak gezdiği için "Hafî" lakabıyla tanınıp, "Bişr-i Hâfî" Adıyla meşhur olmuştur. Kabri Bağdat'ta olup ziyaret yeridir.

Tanınmış bir aileden olup Merv şehri reislerinden birinin oğludur. Bu sebeple çocukluğu ve gençliğinin bir kısmı bolluk, zenginlik içinde geçti. Gençliğinde kendisini oyun ve eğlenceye verdi. Babası vefat edince kendisine çok büyük bir servet kalmıştı. Günlerini eğlence alemlerinde sarhoş olup meyhane köşelerinde sızarak geçiriyordu.

--------------------------------------------------------------------------------

-Seni Zapttettim Ben-

Hala ağlıyor Mina cansın sen ruha can.

Mina:

Hz. İbrahim, kurban etmek için oğlunu Mina'ya götürür, sonra Hz. İbrahim'e Allah tarafından bir kurbanlık verilir.

Hac ibadeti yapanlar da burada kurban keserler ve şeytan taşlarlar.

Hz. Peygamber (SAV) ile Medineliler arasındaki görüşmenin gerçekleştiği yerdir.

--------------------------------------------------------------------------------

-Şermin-

Bazen inleyen o hannanesin...

Minber, üç basamaklı inşa edilmişti. Efendiler Efendisi Hz Muhammed (s.a.v.) daha ilk hutbesini vermek için minbere çıkmıştı ki, "bir hamile devenin inleyişi" nağmesinde hıçkırıkla dolmuş ses işitildi. Nağme diyorum, ben o nağmeye ve hafakana kurban olurum. O nağmeye ruhum feda olsun. Efendimiz(s.a.v.) için ağlanır, hakiki ağlama budur. O hafakana ruhum feda olsun. Çünkü; O (s.a.v.)’nun için dökülen gözyaşları ve hıçkırıklar boşa gitmez, gitmeyecektir...

Yeryüzünde “vefa”nın tek temsilcisi Efendiler Efendisi (s.a.v.), hemen minberden inerek o bulutlar gibi dolmuş olan Hannane’nin yanına vardı.Bir çocuğu okşar gibi onu da okşamıştı.Kim bilir mübarek oğlu İbrahim’i bu kadar okşayabilmiş miydi O Nur İnsan?

Mesele anlaşılmıştı,meseleye olağanca hassasiyetiyle vakıf olan(haberdar olan) Sahabe Efendilerimiz de hıçkırıklarına hakim olamamışlardı..Demek ki O (s.a.v.)’ndan ayrı kalmak Cennetten uzak yaşamak gibi bir hayattı. O(s.a.v.)’nu hayattayken tanımıştı,ayrı kalarak amansız talihsizlikle karşı karşıya da kalmak isteyemezdi...

Hannane Cenneti(s.a.v.)’nden ayrı kalamazdı.Onu ancak Cennet hayatının teklif edilmesi rahatlatırdı.Efendiler Efendisi(s.a.v.) bunu da o masum kütüğe teklif etmişti..(Hayır hayır,ben ona kütük demekten bile acizim..Rasulullahın sırtını dayadığı her yere kıymet vermek lazım,kuru bir nesne bile olsa)..

Efendimiz(s.a.v.),Hannane’yi sıvazladıktan sonra Sahabe Efendilerimize buyurdular ki “Eğer Hannane’nin yanına gelip de onu sıvazlamasaydım,kıyamete kadar ağlayacaktı.”Demek ki O(s.a.v.)’ndan kısa bir müddet ayrılık bile kıyamete kadar ağlamaya eş değerde..Peki,tamamen ayrılık nasıl bir süreç ister, vicdanımıza affolunur…

ALINTIDIR....
Ve çok anlamlı sonuna kadar okuyun bence Smile

-Aşık ile Maşuk-

Senin benden başka birçok sevgilin var am benim tek sevgilim sensin.
Deniz bile kabul etmez beni atar karaya bir hiçim,içimi bilensin.
Talihin bir zerresi rast gelseydi ya bana sana kavuşurdu maşuk.
Ruhum beden odasında hapis hergün ağlar, yine demir perde bedbahtım.

Kolera bu şarkıda Mevalana hazretlerinin Aşık ile Maşuk adlı kitabından esinlenmiştir aslı şöyledir;

Âşık ve maşuk birbirilerini çok seviyorlar, ancak bir türlü birbirilerine açılamayıp sevgileri ortada kalıyor. Bir gün âşık dayanamayıp maşuğun evine gidiyor, kapıyı çalıyor. İçerden bir ses
—kim o?
Âşık cevap veriyor
-BENim
Maşuk içerden sesleniyor.
—git buradan
Âşık şaşırıyor. İnanamıyor, ama ayrılıyor kapıdan üzgün bir şekilde.
Dağlar, ovalar dolaşıyor maşuğun aşkından ölecek duruma geliyor olaylarla anlam veremiyor, dayanamayıp tekrar maşuğun kapısına geliyor,kapıyı çalıyor.içerden bir ses
—kim o? Diyor
Âşık cevaplıyor
-BENim.
Maşuk içerden sesleniyor.
—git buradan
Âşık deliye dönüyor. Bir türlü anlamıyor aşkının niye böyle yaptığını. Kendini yollara vuruyor. Aşkıyla eriyor da sebebi bulamıyor. Günler ayları, aylar yılarlı kovalıyor. Âşık kendini maşuğun evinde buluyor bir gün. Kapıyı çalıyor. İçerden bir ses
—kim o?
Âşık cevaplıyor.
-SENim
Maşuk içerden sesleniyor.
—gir içeri o zaman

...
AŞK, SENim diyebilmektir... =),

p.i sağoL canım

eN cooK burasını beqendim

bende xD önemsiz